Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2021
Bu çalışmada, güncel verilerden yararlanılarak Türkiye geneli ile karşılaştırmalar yapılarak Kahramanmaraş ili özelinde seçilmiş sosyo-ekonomik gelişme göstergeleri ele alınmaktadır. Söz konusu veriler, vergi göstergeleri ile incelenerek Kahramanmaraş'ın hem ekonomik hem de sosyokültürel konumu değerlendirilmektedir. Yapılan betimsel analiz sonucunda, Kahramanmaraş ilinin hem ekonomik hem de sosyal göstergeler bakımından potansiyelinin altında olduğu tespit edilmiştir. Bu durumun çözüme kavuşturulması ve Kahramanmaraş'ın sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyesinin artırılması için vergisel sistem uygulamalarının geliştirilmesi, sosyo-ekonomik gelişmeyi artıracak politikaların uygulanması, vergi bilincinin artırılmasına yönelik politikaların geliştirilmesinin önemli olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
İktisadi İdari ve Siyasal Araştırmalar Dergisi, 2018
Bu çalışmada vergi yükü ile ekonomik büyüme hızı arasındaki kısa ve uzun dönemli ilişkiler Türkiye'de iller örnekleminde incelenmektir. Bu bağlamda 2005 ile 2014 yılları arasındaki dönem kısıtında 81 ile ilişkin vergi yükü (tahakkuk-tahsil) ve kişi başına düşen gayri safi yurt içi hâsıla verileri kullanılmıştır. Yapılan analizler, illere göre vergi yükü ile illerin ekonomik büyüme hızları arasında uzun dönemli eşbütünleşik bir ilişki bulunduğunu göstermektedir. Kurgulanan hata düzeltme modelleri ise illerin yapısal olarak uzun dönemde birbirlerine yakınsadığını, vergi yükünde meydana gelecek %1'lik artışın ekonomik büyüme hızını kısa dönemde %0,6 azaltacağını, uzun dönemde ise %0,9 artıracağını ortaya koymaktadır. Çalışmada elde edilen bulgular hem kısa hem de uzun dönem itibariyle vergi yükünün illerin büyüme hızları üzerindeki etkilerini yansıtması açısından literatüre katkı sağlar niteliktedir.
2016
Ikinci Dunya Savasi’nin yarattigi olumsuz kosullari istismar ederek zenginlesen vurguncu ticaret burjuvazisini vergilendirmek amaciyla yururluge konulan Varlik Vergisi, uygula-mada din ve irk ayrimini esas alan ve yabanci dusmanligina kadar giden olumsuz bir siyasal ve ekonomik mirasin olusmasina sebebiyet vermistir. Calismada, Varlik Vergi-si’nin yol actigi bu olumsuz mirasin ortaya cikis sureci ve uygulanma asamasi ile ulke genelindeki ekonomik ve siyasal etkileri incelenmistir.
Birey ve toplum, 2021
Ercan YELMAN neticesinde ilgili kanun metinlerine bakıldığında en karmaşık vergi, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi olurken okunabilirlik düzeyi en kolay kanun ise Şans Oyunları Vergisi Kanunu olarak gözlemlenmiştir.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2019
Toplum içinde bulunan bireylerin toplumsal nitelikli hususlara yaklaĢımı, bireysel hususlardan farklı dinamiklere sahiptir. Bu dinamikler, biraradalık halinin getirdiği kolektif bir bağlama sahip olup, eylem öncesi oluĢan süreç de söz konusu bağlam dâhilinde gerçekleĢmektedir. Maliye literatürü kapsamında bu durum en genel haliyle mali olayların siyasal boyutuna karĢılık gelmektedir. Bununla birlikte maliye literatürü vergilendirme temelinde sınırlandırılarak ele alındığında da söz konusu biraradalık halinin gerek vergilendirme yetkisine haiz olan gerekse vergi ödemekle yükümlü olan taraf açısından eyleme öncesi süreçleri Ģekillendirdiği söylenebilir. Eyleme öncesi süreçler "düĢünme" ve "karar verme (yargı)" Ģeklinde gerçekleĢirken, Immanuel Kant tarafından bu süreçlerin de birbirinden bağımsızlığı vurgusu yapılmıĢtır. Buna göre düĢünme ve karar verme iki ayrı yetiye sahip süreçler olarak ele alınmıĢtır. Nihayetinde düĢünme yetisinin sonuçları ile yargı yetisi arasında uyumsuzlukların olabilmektedir. Bu çalıĢmada Immanuel Kant tarafından vurgulanan düĢünce ve yargı yetisi ayrılığının vergilendirmeye bakıĢ üzerindeki etkisi ortaya konulmaya çalıĢılacaktır. Bu doğrultuda 2018 yılı itibariyle iki farklı ilde (EskiĢehir ve Kütahya) ikamet eden toplam 698 gelir vergisi mükellefine 5'li Likert ölçeği kullanılarak oluĢturulan bir anket uygulaması yapılmıĢtır. Elde edilen veriler dâhilinde SPSS 16 programında gerçekleĢtirilen Tek Yönlü Bağımsız Örneklem T testi ve oluĢturulan çapraz tablolar ile mükelleflerin vergiye iliĢkin düĢünme ve yargı yetileri arasında uyumsuzluk olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır. The approach of the individuals in the society to the social issues has different dynamics from the individual issues. These dynamics have a collective context brought together by them, and the process before the action takes place within the context. Under the literature of public finance, this situation corresponds to the political dimension of the financial events. On the other hand, it can be said that when the fiscal literature is delimited on the basis of taxation, this unification process shapes the pre-action processes for both the taxpayer and the taxpayer. The pre-action processes were "thinking" and in "decision making (judgment)", while Immanuel Kant emphasized the independence of these processes. Accordingly, "thinking" and" decision making" are considered as processes with two distinct abilities. In the end, there may be discrepancies between the results of the "thinking ability" and the judicial power. In this study, the effect of thought and judiciary distinction highlighted by Immanuel Kant on taxation will be put forward. As a result, a questionnaire was applied to 698 income taxpayers residing in two different cities (EskiĢehir and Kütahya) by using 5-point Likert scale. According to the data obtained, it is concluded that there is a mismatch between taxation and judicial power of taxpayers with the One-Way Independent Sample T test and cross-tables conducted in SPSS 16 program.
Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi, 2022
ÖZ Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde devletin en temel gelir kaynağı vergilerdir. Vergiler, dolaylı vergi ve dolaysız vergi olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu vergiler toplam kamu gelirleri içerisinde en büyük paya sahiptir. Bu yüzden dolaylı ve dolaysız vergi gelirleri kamu harcamalarını finanse etmek için önemli bir politika aracı olarak kullanılmaktadırlar. Dolayısıyla vergiler, ekonomik büyüme üzerinde de önemli bir etkiye sahiptir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de 2006:1-2020:1 periyodunda dolaylı vergi ve dolaysız vergi gelirlerinin ekonomik büyüme üzerine etkisini Dinamik En Küçük Kareler Yöntemi (DOLS), Modifiye Edilmiş En Küçük Kareler Yöntemi (FMOLS) ve Kanonik Eşbütünleşik Regresyon (CCR) yöntemlerini kullanarak incelemektir. Bu doğrultuda çalışmanın bağımlı değişkeni ekonomik büyüme iken, bağımsız değişkenleri dolaylı vergi gelirleri ve dolaysız vergi gelirleridir. Çalışmanın ampirik bölümünde ADF ve KPSS birim kök testi ve Johansen eşbütünleşme testi yapılmıştır. Sonrasında DOLS, FMOLS ve CCR yöntemleri kullanılarak elde edilen bulgulara göre, dolaylı ve dolaysız vergi gelirleri ile ekonomik büyüme arasında istatistiki olarak pozitif yönlü ve anlamlı ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
ÖZ: Çalışmada, 24 OECD ülkesinde vergi gelirleri ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki 1980-2018 dönemi için analiz edilmektedir. Ampirik analizde, literatüre uygun olarak Westerlund (2007) tarafından önerilen panel eşbütünleşme yönteminden yararlanılmaktadır. Elde edilen bulgulara göre, vergi gelirleri ile ekonomik büyüme arasında eşbütünleşme ilişkisi bulunmaktadır. Sonrasında Pedroni (2001) tarafından önerilen DOLSMG panel eşbütünleşme tahmincisi kullanılarak elde edilen katsayıya göre, vergi gelirlerinin ekonomik büyüme üzerinde pozitif etkisi olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Kesit bazında sonuçlar değerlendirildiğinde, İsveç dışında tüm ülkelerin katsayıları istatistiksel olarak anlamlıdır. Bu ülkelerin içinde ise sadece Yunanistan'ın katsayısı negatiftir. Özetle, analiz edilen ülkelerin önemli kısmında, vergi yapısı ekonomik büyümeyi olumlu yönde teşvik etmektedir.
Gumushane Universitesi Sosyal Bilimler Elektronik Dergisi, 2016
Bu çalışmada, Marmara Ereğlisi (Tekirdağ) küçük ölçekli balıkçılığı ele alınmıştır. 30 balıkçı ve 24 adet balıkçı teknesi incelenmiştir. Teknelerinin uzunluk ve motor güçleri sırası ile 5.58-175.13 HP ve 5.28-10.8 m arasındadır. Balıkçılıkta ahşap tekneler faaliyet göstermektedir. Solungaç ağları, fanyalı ağlar, el oltaları, kamış oltalar ve algarnalar balıkçılıkta kullanılmaktadır. Özellikle, istavrit, dil, kırlangıç balığı ve derin su pembe karidesi hedef türlerdir. Balıkçı tekneleri en fazla 5 av aracı için tasarlanmıştır. Balıkçı tekneleri, avlama yöntemlerine ve büyüklüğe göre radar, balık bulucu, Gps, pusula, ağ makarası, trol vinci ve ışıldak bulunmaktadır. Balıkçıların yaşları 25-75 arasında değişmektedir. En yüksek yaş dağılımı 50-59 arasında bulunmuştur. Balıkçılar ve emekliler ana gruplardır. Balıkçıların %52.2'si gelirlerinden memnundur. Balıkçıların %56'sı baba mesleğine devam etmektedir. Balıkçıların büyük kısmı 41 yıl ve daha fazla balıkçılık tecrübesine sahiptir. Balıkçılar farklı eğitim seviyelerine sahiptir. Balıkçıların % 82.6' sının sağlık sigortası varken,% 73.9'unun en azından bir evi vardır.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Bu araştırmanın amacı, beşeri sermayeye yapılan harcamaların ekonomik büyümeye etkisini incelemektir. Bu amaca ulaşabilmek için, 1999-2014 yılları arası dönemde, 13 OECD ülkesine ait panel verilerin VAR (PVAR) analizi, STATA 13 programı kullanılarak yapılmıştır. Elde edilen bulgular incelendiğinde, sağlık harcamaları ve GSYİH arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğu belirlenmiştir. Etki-tepki analizinde, GSYİH, sağlık harcamalarını, ilk 1-2 yılda maksimum seviyeye ulaştırmakta, daha sonra bir süre dalgalanma ile birlikte dengeye ulaşmaktadır. Sağlık harcamaları, GSYİH'yi önce azaltıp, sonra maksimum seviyeye ulaştırıp, sonra bir süre dalgalanma ile birlikte dengeye ulaşmaktadır. Varyans ayrıştırmasında, ikinci dönemde GSYİH'daki değişimin %14'ü sağlık, %7'si eğitim harcamalarıyla; sağlık harcamalarındaki değişimin %38'i GSYİH ile açıklanmaktadır.
Marmara Coğrafya Dergisi, 2015
In this paper, the socioeconomic development index research was prepared in 2011 is examined with geographically weighted regression model. In this study, growth, development and socioeconomic development concepts are discussed in comparison. Emerging as a result of these concepts, development and underdevelopment cases are explained and the problematic structure of being underdevelopment is emphasized. In all countries, especially developing countries are facing the problem of underdevelopment. Decisionmakers develop proposed solutions to overcome these problems. To create solid foundation for suitable policies, current situation analysis have done with the socioeconomic development index and the quality of development or underdevelopment structure have been confirmed. As a developing country, these studies are carried out in Turkey. Recent study on this subject is the Report of the SocioEconomic Development Index in 2011.In this report, development scores of provinces are calculated by using total 61 indicators under 8 heading. However, there is not an analysis about which and what extend these variables explain to development of provinces points in the context of this study. Therefore, in this study the ratio of variables to explain the provinces development are analysed by geographic information systems programme and geographically weighted regression model as a method. In this study, 8out of 61 indicators are used and case of how these different indicators explain the development rates geographically are examined. As a result, findings indicates that the explaining rate of variables to development scores is not same at all units. In general, it can be said that the explaining rate of economic indicators to development index is dominant in developed provinces while explaining rate of social indicators to development index is dominant in underdeveloped provinces.
Sayıştay Dergisi, 2021
Devletler için verginin birçok mali, ekonomik ve sosyal amacı vardır. Ancak yükümlüler için kişisel karşılığının belirgin olmaması ve zorla alınması gibi nedenlerle bir yük olarak hissedilmektedir. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı yükümlülerin vergi uyumunun sağlanabilmesi ve kamu gelirlerinin optimum düzeyde toplanabilmesi için oldukça önemlidir. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı ilkesi, devletin vergileme yetkisini kullanırken sosyal adalet anlayışını göz ardı etmemesi amacıyla birçok ülke anayasasında olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda da yer almaktadır. Fakat Türkiye’de vergi yükünün bölgelerarası dağılımında ciddi dengesizlikler söz konusudur. Bu çalışmada, Türkiye’de bölgelerarası vergi yükü farklılıklarının nedenleri araştırılmaktadır. Bu amaçla vergi yükü yüksek olan bölgeler ile vergi yükü düşük olan bölgeler tespit edilerek bir gruplandırma yapılmakta ve daha sonra her iki bölge grubunda ekonomik faaliyet türleri, dış ticaret işlemleri, kayıtdışı istihdam oranları ve vergi sübvansiyonlarının vergi yükü üzerindeki etkisi panel veri yöntemi kullanılarak analiz edilmektedir. Analizlerden elde edilen sonuçlara göre, vergi yükü yüksek olan bölgelerde vergi sübvansiyonları ve kayıtdışı istihdam oranları vergi yükünü istatistiksek olarak anlamlı ve olumlu etkilerken, tarım sektörü olumsuz etkilemektedir. Vergi yükü düşük olan bölgelerde ise tarım sektörü, sanayi sektörü, hizmetler sektörü ve kayıtdışı istihdam oranları olumsuz etkilemektedir. Elde edilen sonuçlara göre, Türkiye’de tarım sektöründeki büyümenin vergi yükünü olumsuz etkilediği, buna karşın sanayi ve hizmetler sektörünün vergi yükü üzerindeki etkilerinin bölgelere göre farklılık gösterdiği tespit edilmiştir.
Uluslararası Batı Karadeniz sosyal ve beşeri bilimler dergisi, 2021
Toplumlarda yaşanan hızlı değişim ve gelişmelerle birlikte okuryazarlık farklı türlere ayrılmıştır. Okuryazarlık türlerinden biri de son dönemlerde ilgi odağı olan ve yeni yeni gelişim gösteren vergi okuryazarlığıdır. Literatür incelendiğinde vergi okuryazarlığına ilişkin bilimsel çalışmaların bibliyometrik analizine yönelik güncel bir çalışma bulunmamasından hareketle, bu çalışmada vergi okuryazarlığı üzerine yazılan bilimsel çalışmaların bibliyometrik analizinin yapılması amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında elde edilen veriler, Google Scholar vb. veri tabanları kullanılarak elde edilmiştir. Araştırmanın amacı çerçevesinde vergi okuryazarlığı üzerine yazılmış 43 tane bilimsel çalışma tespit edilmiş ve çeşitli açılardan bibliyometrik analizleri yapılmıştır. Araştırma kapsamında elde edilen sonuçlarına göre, vergi okuryazarlığı üzerine yazılan bilimsel çalışmalarda son yıllarda artış olmuştur. Ayrıca yazılan 43 çalışmanın 11 tanesi Türkiye'de 32 tanesi ise Türkiye dışında gerçekleşmiştir. Öte yandan konu üzerine dünya genelinde yapılan ilk çalışma 1992 yılında yazılmış iken Türkiye'de ise 2014 yılında gerçekleşmiştir. Bununla birlikte araştırmanın diğer sonuçları, vergi okuryazarlığı üzerine çalışmak isteyen araştırmacılara geniş bir bakış açısı sunmaktadır.
2018
2011 yilinda Suriye'de baslayan ic savas milyonlarca kisinin evsiz ve issiz kalmasina yol acmis ve bu insanlarin bir kismi uluslararasi koruma saglamak amaciyla Turkiye’ye goc etmistir. Turkiye’nin sinir illeri basta olmak uzeri pek cok sehirde Suriyeli siginmacilar yerli halkla birlikte yasamaktadir. Bu illerden biri de Kahramanmaras’tir. Calismanin amaci Kahramanmaras sehrindeki esnafin Suriyeli siginmacilara yonelik goruslerinin belirlenmesidir. Bu amacla acik uclu sorulari iceren bir anket olcegi gelistirilmistir. Calismada Kahramanmaras esnafinin, Suriyeli siginmacilarla derin bir uyum probleminin olmadigi belirlenmistir. Esnafin sorun olarak gordugu baslica konular; guvenlik, issizlik, Turk vatandasliginin verilecek olmasi, ev kiralarindaki artis, sosyo-kulturel hayatin etkilenmesi, saglik ve cevre kirliligidir.
2016
Küresel ekonominin gelişmesi ve genişlemesi ile birlikte, devletler birbirleri ile daha bütünleşmiş ve birbirlerine daha bağımlı hale gelmişlerdir. Bu bağımlılık realitesine bağlı olarak, Devletler ve hükümetler arası anlaşmazlıkların çözülmesinde izlenecek politikalar da kendi içerisinde farklı parametrelerin olduğu bir olgu ortaya çıkarmaktadır. Bu parametrelerin en önemlilerinden birisi politika yapımı ve ekonomik göstergeler arasında gelişmektedir. Bu çalışma Türkiye ile Suriye arasında 2011'den itibaren yaşanan dış politika krizi üzerinden, izlenen dış politikaların karşılıklı ekonomik göstergelere yansımış olup olmadığını analiz etmekte ve gelecekte meydana gelebilecek krizlere yönelik bir öngörü oluşturma amacı taşımaktadır.
Uludağ Üniversitesi, 2013
TAX MORALE AND ANALYSIS OF FACTORS DETERMINING THE TAX MORALE: THE CASE OF BURSA CITY Taxation, a crucial tool for developing countries as well as developed countries, is drawing entellectual and academic attention in the literature from past to these days. All developed countries are grounded on the compulsory of tax payment, contrary to developing countries where individuals do not prefer to pay taxes, although they know the requirement of tax payment for government. Accordingly, tax evasion is prevalent situation in developing countries.Therefore, enforcements are applied to encourage the tax compliance.On the other hand, empirical researches shows that it has not completely explained the compliance by the rewards and punishments imposed through tax rates, fines and other penalties or the probability of audits. As a result, the question arises whether there are alternative strategies that provide to increase tax compliance, or not. Many researchers consider tax morale as a key determinant in clarification of tax compliance. Tax morale is identified as a moral obligation or an intrinsic motivation to pay taxes, accordingly, it is one of the factors explaining the behaviors of the taxpayers against tax.Adding to these, last empirical researches on tax compliance, put emphasis on tax morale incrementally in academics as well as public life.It is remarkable that the countries which have lower degree in tax morale, are observed higher rates of evasion. Consequently, relations between fiscal policy and tax morale is an unnegligible issue due to the contribution in understanding the tax compliance or tax evasion. vi Tax morale and compliance are substantial variables for guaranteeing an adequate provision of public goods.Furthermore, there is strong negative correlations between the size of shadow economy and the degree of tax morale in worldwide. Tax morale focuses on what effects the individuals' attitudes towards compliance with taxes. Accordingly, it could be mentioned several social and physiological factors that are closely related to tax compliance and therefore to tax morale.The fundamental variables to comprehend tax morale, are moral rules and sentiments, socio-demographic variables, politial and social attitudes and the relationship between taxpayer and government. The aim of this research is to analyse determinant factors of tax morale in the world broadly and also in Bursa more specifically. From this point of view, firstly, it is discussed the term of tax morale and tax compliance, addingly, elements of tax morale respectively.After this,behaviours and reactions against of the taxation and level of tax morale in the world are analyzed by using the data of the World Values Survey. As a consequent, the factors affecting tax morale of taxpayers are presented by using the data of the Bursa survey.
2020
Dogrudan yabanci yatirim; uretim, istihdam, doviz arzi gibi ekonomik faktorleri onemli duzeyde etkilemektedir. Bu acidan ulkeler dogrudan yabanci yatirim cekebilmek icin caba gostermektedirler. Ulkelerin kisa vadede degistirebilecegi kurumlar vergisi gibi politika gostergeleri yaninda ekonomi ve is gostergeleri dogrudan yabanci yatirim cekilmesinde onemli rol oynamaktadir. Bu faktorler arasinda dogrudan yabanci yatirimin belirleyicisi olarak ekonomik degiskenler ve kurumlar vergisi (orani) degiskeni one cikmaktadir. Bu calisma Turkiye’de 1982-2018 doneminde dogrudan yabanci sermaye yatirimlari, ekonomik buyume, kurumlar vergisi, issizlik ve enflasyon arasindaki iliskiyi test etmektedir. Bu amacla calismada Bayer-Hanck esbutunlesme testi ve dinamik en kucuk kareler uzun donem tahmincisinden yararlanilmistir. Bayer-Hanck yontemine gore seriler arasinda uzun donemde bir esbutunlesme iliskisi oldugu belirlenmistir. Dinamik en kucuk kareler uzun donem tahmincisine gore ise ekonomik buyum...
Selcuk Tarım Ve Gıda Bilimleri Dergisi a, 2006
In this study, annual farm activities results were presented by evaluating the capital components of beef cattle farms located in Central Districts of Konya. Research data were obtained from Central Districts of Konya namely, Karatay, Selçuklu and Meram by using the survey techniques. Research was carried out in 51 farms and stratified random sampling was applied in study. These farms were classified into 3 groups according to the livestock number ; 10-25, 26-50, >50 animal. The study period was 2003-2004 production season. The research showed that, the average number of person per farm was 5,80 and Men Power Units (MPU) were computed as 3,64, 3,99 and 4,07 for 10-25, 26-50 and >50, respectively. The intensive use of family work was greater in 1. and 2. groups comparison to 3. group, but 3. group farms needed greater neighbor works. The net income per farm was 3.
Nature and Science, 2011
Kahramanmaraş is located in the Adana subregion of the Mediterranean region. Kahramanmaraş city especially after the 1980s has shown a great development in terms of socioeconomic , demographic and the spatial aspects. The recreation area and activity needs of the city residents have increased today. In this study, socioeconomic characteristics of the city residents and the areas that are important for recreation activities in the city (active green areas, sociocultural centers and major sports facilities) were investigated. And aslo, the relationship between the people and recreation and recreational activities was examined by analytical approach. To achieve this aim, the data about the factors which was thought to have an impact on recreational activities was collected by questionnaire. And the data tested by chisquare statistical technique. According to the statistical results which reflect the opinions of the people about recreation, it was seen that there were meaningful relationships between recreation and many socioeconomic factors. It was observed that the recreational areas were inadequate in the city.
the Journal of Academic Social Sciences
Fiscal policy instruments in an economy consist of taxes, debts and expenditures. Economic growth is the most important macroeconomic indicator for countries. Taxes play an important role in achieving the economic development goal of almost all countries. An effective tax policy provides an important competitive advantage to the economy by meeting the estimated public expenditures. In addition, public expenditures to keep domestic demand alive have positive effects on economic growth. This situation makes it necessary to examine the relationship between tax revenues, public expenditures and economic growth in terms of countries or country groups. In this study, the causality relationship between tax revenues, public expenditures and economic growth for 24 European Union (EU) member countries was examined. The results obtained from the Dumitrescu and Hurlin (2012) panel causality test show that there is a bidirectional causality relationship between economic growth and public expenditures in EU countries, and a one-way causality relationship from tax revenues to economic growth and from tax revenues to public expenditures. According to these results, it can be said that it would be beneficial to ensure the sustainability of current tax policies in terms of sustainable growth in EU countries. Tax revenues should encourage public expenditures, and taxation policies should be compatible with economic policies in order not to reduce the purchasing power of the state. In addition, public expenditures should be directed more towards capital and production infrastructure.
International journal of management economics and business, 2020
Toplam kamu gelirleri içerisindeki payları dikkate alındığında, devletlerin ekonomik faaliyetlerinin finansmanına yönelik olarak kullandıkları en önemli gelir kaynağı vergilerdir. Devletler egemenlik güçleri gereği vergileri karşılıksız ve cebri nitelikte tahsil etmektedirler. Söz konusu cebir unsuru, doğal olarak vergi ödeyen yükümlüler üzerinde psikolojik bir baskı oluşturabilmekte ve bu baskı toplumu oluşturan bireylerin mutluluk düzeyi üzerinde belirleyici bir rol oynayabilmektedir. Dolayısıyla vergi politikaları ile amaçlanan etkilerin gerçekleştirilebilmesi ve bu doğrultuda vergiye karşı olumlu veya olumsuz anlamda oluşabilecek tepkilerin yönetilebilmesi için verginin sosyal ve psikolojik yönünün de dikkate alınması önem taşımaktadır. Bu bağlamda bireylere vergisel yükümlülükler doğru bir şekilde açıklandığında, yani toplumsal uzlaşı yoluyla vergisel yükümlüler oluşturulduğunda vergi toplumsal bir mutluluk kaynağı haline gelebilecektir. Ancak, bu durum toplum tarafından kabul edilebilir bir vergi yükü oranı ile doğrudan ilişkilidir. Bu çalışmada vergi yükünün mutluluk düzeyleri üzerindeki etkisi 2013 ve 2015 yılları için mekânsal ekonometrik modeller aracılığıyla Türkiye'de il düzeyinde araştırılmıştır. Tahmin edilen tüm modellerde vergi yükünün mutluluk düzeyi üzerinde negatif etkisi olduğu görülmüştür. Vergi yükünün hesaplama şeklinden bağımsız olarak; vergi yükü illerin mutluluk düzeylerini azaltmaktadır. Buna göre toplam vergi yükünün düşürülmesi ve kamusal hizmetlerin topluma açık bir şekilde anlatılması gerekliliği ortaya çıkmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.