Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2025
Sayı adları bir dilin temel söz varlığının en tutucu, en korumacı bölümlerinden birini oluşturur. Geçmiş boyunca birbirleriyle şu ya da bu biçimde, az ya da çok ilişkiye giren diller arasında yaşamın çok çeşitli alanlarına ilişkin az ya da çok sözcük alıntılama ve verintilemeleri olur ya da olabilir. Ancak çeşitli ölçülerdeki bu karşılıklı dilsel alış-verişlere sayı adları hemen hiç konu olmaz. Ya da olsa bile, çok dar, özel alanlarla sınırlı kalır. Bu nedenle, akrabalık adları, organ adları, temel eylemler gibi başka bir dizi temel söz varlığı öğeleriyle de birlikte, sayı adları diller arasında olası kökensel bağlantı ve akrabalık ilişkilerini değerlendirmek, belirlemek amacıyla karşılaştırmalar için etkili dil istatistiği araçları olarak sıklıkla kullanılırlar. Bu bağlamda, bu makale "YLTD > Sümerce | Türkçe" üzerinden Sümerce ve Türkçe sayı adlarını ele alıyor. Çözümlemelerden elde edilen sonuçlar karşılaştırma amacıyla bir Sümerce-Türkçe sayı adları karşılaştırma çizelgesinde ayrıntılı olarak sunulmuştur. Konuyu Altay Dilleri Kuramı açısından da değerlendirmek için makaleye aynı zamanda bir, Moğolca, Mançu-Tunguzca, Korece ve Japonca sayı adlarını içeren "Altay Dilleri"nde Sayılar (1-10) çizelgesi de eklenmiştir. Okuyucu Sümerce ve Türkçenin sayı adları bakımından birbirine göre konumu ve bunun aynı zamanda Altay Dilleri Kuramı açısından doğurduğu sonuçlarla ilgili tartışmanın ayrıntılarını makaleden izleyebilir.
2020
Türkçe sayı adları Altay Dilleri Kuramı savunucuları için bir düş kırıklığıdır. Bugün her ne denli Kuram kendisine yeni yollar açarak yürüyüşünü sürdürüyor ya da sürdürmeye çalışıyorsa da, bu gerçek şimdi de Altay Dilleri Kuramı kalesinin surlarında onarılamaz büyük bir gedik olmayı sürdürmekte ve sürdürecektir. Kuram, tek bir (belki) kesin görünen ortak Ana Altay kökenli sayı adı, "dört" dışında, Türkçe sayı adlarının kökenini açıklamayı genel olarak başaramamıştır; Sümerce ve Türkçe sayı adları arasında bile, daha kesin görünen dört eşleştirme yapılabilmektedir. Çok ilginç ve çarpıcı bir gözlemdir ki Türkçe sayı adlarının önemli bir bölümünün kökeni Kuram açısından, doğrudan onun nitelemesiyle, "obscure/karanlık"tır. Türk sayı adlarının kökeni için, Türk diliyle ilgili kuramsal dilbilimsel verileri göz önüne almadıklarından temel sorunları yüzeysellik olan "yabancı dilden alıntılanma" önerileri de yapılmış ve yapılmaktadır. Bu makale ise, Türkçe sayı adlarının Türkçe kökeni üzerinedir.
2023
Günümüzde daha çok bir bilim terimi olarak, çeşitli dünya dillerine de geçmiş bulunan Türkçe 'kurgan' sözcüğünün kökeni üzerine geçmişte de çalışmalar yapılmış ve önerilerde bulunulmuştur. Ağırlık kazanan kanı bu sözcüğün Türkçe 'korumak' eylemiyle ilgili ve onun bir türevi olduğu yönündedir (< *kōrgan < *kōrıgan 'korugan' < *kōrı-gan < *kōrı-'korumak'). Ancak, bu anlamının yanısıra, 'kurgan' sözcüğünün aynı zamanda 'gömüt üzerindeki taş, toprak yığını, höyük, tepe' anlamını da içerdiği araştırmacılarca dile getirilmiş fakat bu ikinci anlamın kökenbilimsel bağlantıları dilsel olarak gösteril(e)memiştir. Bu makalede 'kurgan' sözcüğünün, bu yönüyle eksik kalmış kökenbilimliği için yeni ve bütünleyici bir öneri sunulacaktır.
2025
Bu makale (en azından başlangıç bölümü olarak) Sümercede ‘işitmek’ eylemiyle ilgili: S. ĝeštug ‘işitmek; kulak’. Bu, S. ĝeš ‘ağaç, odun, değnek, sopa; erkeklik organı; erkek; ağaçtan yapılmış araç; hançer, kama, silah’ ve tug ‘tutmak, almak, sahip olmak’ bileşenlerinden oluşan çok ilginç bir sözcük. Salt bileşenlerinin sözlüksel anlamlarına göre çözümlendiğinde, “ağaç almak ya da erkeklik organına sahip olmak veya hatta erkeklik organını tutmak” = “işitmek” gibi bir şey. Yüzeysel olduğu açık, ama sözlüksel ve anlambilimsel olarak olanaklı bir yorum. Anlam altyapısı ve arka alanı yukarıdaki gibi gerçekten de. (Beklenmedik somuttan beklenmedik başka somut ya da soyuta) benzer anlam oluşum süreçleri Sümercedeki ‘erkek’ ve ‘kadın’ anlamlı başka sözcüklerde de izleniyor; bu (çok) eski olmakla, “köke” daha yakın olmakla ilgili bir olgu. Biz, belki hala ortak bilinç altında izleri süregiden, bu çok eski anlam oluşum süreçlerinin gelecekteki ucunda yaşıyoruz bugün, arka alanın büyük bir bölümünü unutmuş durumdayız yani. Örneğin, (bildiğiniz) ‘su’ ile başlıyorsunuz, oradan ‘özsu; belsuyu, erlik sıvısı, döl, tohum > gebe olma, gebelik; erkeklik organları; erkek, adam; baba > soy, kuşak, çocuklar, torunlar’ diye ilerliyorsunuz. [Ve tüm bu anlam oluşum süreci içerisindeki bu anlam içeriklerinin her birinin birebir tanıklıklarını hem Sümercenin ilgili söz varlığından hem de Türkçenin ilgili denktaş söz varlığından elinizle koymuş gibi birer birer topluyorsunuz (makaleye bakınız).] Evet, makalenin geri kalanını Sümercede, dolayısıyla, “YLTD > Sümerce | Türkçe” üzerinden Eneski Türkçede erkekler ve kadınlarla ilgili anlam oluşum süreçleri çözümlemeleri ve tanıklamaları oluşturuyor. Makale 350’nin üzerinde Sümerce sözcüğün “YLTD > Sümerce | Türkçe” üzerinden, Türkçeyle olan denkliklerini ayrıntılı ve birebir, nokta atışı tanıklamalarla ilgilisine sunuyor. Daha önceki dört “YLTD > Sümerce | Türkçe” makalemde (bknz. academia.edu Cengiz Saltaoğlu ağsayfası) 600 dolayında Sümerce sözcüğün “YLTD > Sümerce | Türkçe” içerisindeki yerleri, eşdeğerlikleri ve denkliklerini ilgili ayrıntı ve tanıklıklarıyla topluca sunmuştum. Bu makaledekilerle birlikte 1000’e yakın sözcük içeren bir Sümerce söz varlığına ulaşılmış bulunuyor. Ve bu daha olabilecek olanın yarısı bile değil. Evet, bu makalenin bir alt iletisi de şu olacak: “Türk dili dil istatistiği bilimine meydan okuyor”. Bir kez daha sevgili dilbilimci: Analyze this!
Çukurova araştırmaları, 2022
Türkiye Türkçesinde "bir" sözünün sıradışı birleşiklerinden biri "birkaç"tır. Gerek sözcük sınıfı (türü) gerekse yapısal özellikleri bakımından ilgi çekici olan bu söz, Türkiye Türkçesinin (ve diğer Türk dillerinin ve lehçelerinin) bilinen birleşik sözcük ve söz öbeği formlarını zorlayıcı niteliktedir. Türkiye Türkçesinde düzenli olarak bitişik yazılan ve son hâliyle büyük ölçüde kalıplaşan bu birleşik söz, son görünümüyle 1-10 arasındaki sayılara gönderme yapan bir belgisiz sıfat olarak kullanılmakta, iyelik eklerini aldığında ise belgisiz zamir sınıfına geçmektedir. Bu durum, Türkçede belirli bir sayının adı olan "bir"in giderek bir belirsizlik artikeli gibi işlev görmesinden kaynaklanmaktadır. Türkçenin en erken tarihsel belgelerinde izlenemeyen, daha çok 12. yüzyıl sonrası metinlerinde görülen bu birleşiğin çağdaş Türk dillerindeki ve lehçelerindeki dağılımı da düzenli değildir. Bazı Türk dilleri ve lehçeleri bu söz birleşiğini Türkiye Türkçesindekine benzer bir sesbilgisel, biçimbilgisel ve sözdizimsel görünümle kullanırken bazı Türk dillerinde bu anlam ve işlevde ya yalnızca çeşitli sesbilgisel varyasyonlarla "kaç" sözcüğü veya eşgörevli başka sözler kullanılmaktadır. Öte yandan, Türkiye Türkçesinde "bir" sözcüğündeki fonolojik hareketliliğe paralel olarak "birkaç" sözcüğünün telaffuzunda da hareketlilik vardır. Nitekim "bir" sözcüğünün r sesbirimi giderek telaffuz edilmemekte, bu durum yazıya da "bi'" biçiminde yansımaktadır. "Birkaç" söz birleşmesinin sıradışı ve ilginç kullanımları, Türkçede "bir"in sesbilgisel, biçimbilgisel, sözdizimsel ve anlambilgisel bütün özellikleriyle ortaya konulduğu bir sözcük grameri çalışmasını gerekli hâle getirmektedir.
2023
“Sümerce | Türkçe” üzerinden Eskicil Yenisey-Lena Türk-Altay Dili’nin söz varlığı, sesbilgisi ve dilbilgisini yeniden kurmayı amaçlayan çalışmamı sunmak üzere başladığım yazı dizisinin dördüncüsüne karşılık gelen bu makalede, Sümercenin, ḫ- önsesi altındaki 117 sözcüğünü ele alıyorum. Bu sayı Sümercenin, ayrı ele alınmaları gereken ḫ- önsesli bileşik sözcükler ve Akadca alıntılar dışında kalan ve bugün için bilinen ḫ- önsesli yalın/türemiş kök/gövde sözcüklerinin hemen tümüne karşılık gelmektedir. Bu 117 ḫ-’li Sümerce sözcüğün “EYTAD > Sümerce | Türkçe” içerisindeki yerleri, eşdeğerlikleri ve denklikleri aşağıda ilgili ayrıntı ve tanıklıklarıyla topluca sunulmuştur. EYTAD’ın sesbilgisinde birincil sözcükbaşı ünsüzü *ḫ-’nin varlığını Sümerce birincil ḫ-’li söz varlığından anlıyoruz. Bu birincil ḫ-’li Sümerce sözcükler, Sümer sözlüğünde birincil k-’li söz varlığından ayrı olarak, özgün bir öbek oluşturuyorlar. Buna karşın, aşağıda topluca sunduğum “EYTAD > Sümerce | Türkçe” denkliklerden rahatça görüleceği gibi, ayrı sesbilgisel birimler olan EYTAD *k- ve *ḫ- kuramsal olarak Ortak Türkçede (> Ana Bulgar Türkçesi ve Ana Genel Türkçe) tek bir *k- önsesinde birleşiyorlar. Altay Dilleri Kuramı (ADK), bir bölüm Eski Türkçe k-’li söz varlığının kuramsal olarak Ana Altayca’nın sesbilgisinde yansıtılması gereken özgün eskicil *ḫ-’li biçimlerini öngörmekte ve kurmakta başarısız olmuştur. Bunun başlıca nedeni elbette ki ilgili Eski Türkçe k-’li söz varlığının öbür “Altay dilleri” Moğolca, Tunguzca, Korece ve Japoncadaki denktaşlarının da sözcükbaşı k- taşıyor olmalarıdır. Dolayısıyla ADK Türkçe, Moğolca, Tunguzca, Korece ve Japoncadaki bir bölüm denktaş k-’li söz varlığının özgün eskicil biçimlerini Ana Altaycanın sesbilgisinde *ḫ- önsesiyle yansıtabilecek kuramsal temel ve olanaktan yoksundur. Dahası, bunun ne anlama geldiğini yorumlama olanağı ve yetisinden de yoksundur. Açar sözcükler: Eskicil Yenisey-Lena Türk-Altay Dili (EYTAD), Sümerce, Türkçe, “Sümerce | Türkçe”, Eskicil Yenisey-Lena Türk-Altay Dili Kuramı (EYTADK), Altay Dilleri Kuramı (ADK).
Öz Her köklü dil gibi Türk dilinin de bir tarihi ve bu tarih içinde bir gelişme, dallanıp budaklanma seyri vardır. Bu seyrin, türlü safhaları ile açık bir şekilde resmedilmesi, konunun sağlıklı olarak öğrenim ve öğretimi açısından önemlidir. Bu çalışma, başlıca iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Türk dilinin tarihî dönemleri ve dallanışı ile ilgili yaklaşımlara dikkat çekilmiştir. İkinci bölümde Türk dilinin tarihî dönemlerini adlandırma sorunu ele alınmıştır. Adlandırma sorunu bağlamında özellikle ilk, ön, ana, eski, orta, yeni, çağdaş / modern / bugünkü gibi sıfatlarla kurulan dönem adlarının durumu tartışılmış, Türk dilinin tarihî dönemlerinin sağlıklı bir şekilde adlandırılması hususunda öneride bulunulmuştur. Abstract Like every ancient language, there is a history of Turkish language and a development, a ramification process in this history. Illustrating this process clearly with various phases is important in terms of a proper education and training of topic. This study consists of two primary parts. In the first part, the approaches on the historical periods and the branching of the Turkish language have been pointed out. In the second period, the problem of naming the historical periods the Turkish language has been addressed. In context of the naming problem, the status of the period names which are built with adjectives such as ilk (first), ön (preliminary), ana (main), eski (old), orta (middle,), yeni (new), çağdaş / modern / bugünkü (contemporary / modern / current) have been discussed and suggestions have been made on the naming of the historical periods of the Turkish language in an accurate manner.
2023
Uzun dil tarihi içerisinde Türk dilinin Soğdcayla ilişkisi yalnızca bir göz kırpımı sürede, küçük bir ayrıntıdır. Daha çok Hint-Avrupa kökenliler olmak üzere, alandaki araştırmacıların çoğu, yine Hint-Avrupalı (İranlı) Soğdların Türklerin öğretmenleri olduğunu düşünmekten ve önermekten hoşlanır. Alandaki Türk araştırmacılar ise daha çok bu konuda alçak gönüllü olmaktan hoşlanır. Bu biraz kendini beğenmiş önermede Soğdlar daha çok veren, Türkler ise alandır. Aslında bu tür yüzeysel önermelerde hep eksik olduğu gibi, gerçek daha karmaşıktır. Bu karşılıklı bir ilişkidir ve hiç kimse bir öbürüne gerçekte iye olduğundan daha çoğunu vermiş değildir. Toplumlar birbiriyle etkileşir ve birbirinden öğrenir. Soğdlar Budacı Uygurların öğretmenlerinden biri olmuşlardır. Ama daha önceki Budacı Eski Türkler de Soğdların öğretmenlerinden biri olmuşlardır. Buna şaşırmalı mıyız? Bu makale iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm konunun bütünü içinde yalnızca bir ayrıntıdır. İkinci bölümse Türklerin dudak uçuklatıcı uzunluktaki dil tarihiyle ilgilidir. Türklerin ve Sümerlerin, MÖ 16000-12000’ler arasında Yenisey-Lena - Angara-Baykal arasındaki yaşam alanlarında Eskicil Yenisey-Lena Türk-Altay dil birliği içinde bir arada yaşayan Türk-Altay ataları, Sümerlerin ata topluluğunun MÖ 12000’lerde Anayurt’tan ayrılarak batı-güneye doğru Irmaklararası’nda sonlanan Uzun Yürüyüşlerine koyulmalarıyla birbirinden koptu. Sonraki 10400 yıl boyunca Sümerce ve Türkçe iki ayrı Türk-Altay dili olarak gelişimlerini sürdürmek üzere kendi yollarında ilerledi. İlginç ve şaşırtıcı olan nokta şu ki aslında birbirlerinden çok da fazla uzaklaşmadılar. Söz varlığı, sesbilgisi ve dilbilgisi açısından Sümerce ve Türkçe arasındaki ortaklık ve eşleşmeler o denli dudak uçuklatıcı yoğunluk ve boyutlarda kaldı ki bu bize “EYTAD > Sümerce | Türkçe” üzerinden GÖ 14000’lerdeki Eskicil Yenisey-Lena Türk-Altay Dili’nin sözvarlığı, sesbilgisi ve dilbilgisini kuramsal olarak yeniden kurmak için büyük ve güçlü bir olanak sağlamaktadır. Bunun kuramsal olarak nasıl yapılabileceğinin başlangıç örneğini makalenin ikinci bölümünde /*b-/ önsesi altında sunuyorum. Şu denlisini söylemeliyim ki sürmekte olan bu yeniden kurma çalışması sırasında karşılaştığı olağanüstü ve olağandışı manzara karşısında bu makalenin yazarının dili tutulmuş, dudakları uçuklamış bulunmaktadır. Okuyucunun da bu heyecanımı paylaşacağını ve bana katılacağını umuyorum.
Çukurova Araştırmaları, 2023
One of the unusual compounds of "bir" in Turkish is "birkaç". This word, which is interesting in terms of both its word class (type) and structural features, challenges the known compound word and phrase forms of Turkish (and other Turkic languages and dialects). This compound word, which is regularly written adjacently in Turkish and, its final form, largely stereotyped, is used as an indefinite adjective referring to the numbers 1-10 in its final form, and when it takes possessive suffixes, it becomes an indefinite pronoun class. This situation arises from the fact that "bir", which is the name of a certain number in Turkish, increasingly functions as an indefinite article. The distribution of this compound, which cannot be traced in the earliest historical documents of Turkic languages and is mainly seen in texts after the 12th century, is not regular in contemporary Turkic languages and dialects. While some Turkic languages and dialects use this word combination with a phonological, morphological, and syntactic appearance similar to that of Turkish, some Turkic languages and dialects use only the word kaç with various phonological variations or other equivalent words in this meaning and function. On the other hand, in parallel with the phonological mobility in the word "bir" in Turkish, there is also mobility in the pronunciation of the word "birkaç". As a matter of fact, the r phonem of the word "bir" is increasingly not pronounced, and this is reflected in the writing as "bi'". The unusual and interesting uses of "birkaç" word combinations necessitate a word grammar study in which "bir" in Turkish is revealed with all its phonological, morphological, syntactic and semantic features.
International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2016
Her köklü dil gibi Türk dilinin de bir tarihi ve bu tarih içinde bir gelişme, dallanıp budaklanma seyri vardır. Bu seyrin, türlü safhaları ile açık bir şekilde resmedilmesi, konunun sağlıklı olarak öğrenim ve öğretimi açısından önemlidir. Bu çalışma, başlıca iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Türk dilinin tarihî dönemleri ve dallanışı ile ilgili yaklaşımlara dikkat çekilmiştir. İkinci bölümde Türk dilinin tarihî dönemlerini adlandırma sorunu ele alınmıştır. Adlandırma sorunu bağlamında özellikle ilk, ön, ana, eski, orta, yeni, çağdaş / modern / bugünkü gibi sıfatlarla kurulan dönem adlarının durumu tartışılmış, Türk dilinin tarihî dönemlerinin sağlıklı bir şekilde adlandırılması hususunda öneride bulunulmuştur.
From 0 to 9 in the numbers names and the mathematical values of the numbers that have a great place in the abstract culture of Turkish public are emphasized in this paper. All numbers ,except for 0, are originating from Turkish language. The names and versions of these numbers in Turkish dialects are presented collectively. It is presented that how these names of numbers are written by Kök Turk signs while passing from pictogram to ideograph. The rising generation should learn that how Turks depicted the names of numbers on stone monuments as a means of communication while returning to ancient period’s hieroglyphics in text messages and e-mails. The numbers have not only concrete but also abstract cultural value in Turkish thought system. The numbers are both universal and national. The names of numbers emerged during the organization process of society while they were transferring from individul to family and from family to state. In addition to that, the traces of belief are seen in these names of numbers.
Journal of Turkish Studies, 2013
The quantity statements taking sıgnificant but sıgnificant places in the languages are provided with plural appendix, indefinite adjective/ adverb, adverb of quantity and numerie adjective's in tukish language. While plural appendix, indefinite adjective and adverb and adverb of quantities are expressed approximate quantity, numerie adjectives Express a certain quantity. It is understood that Turkish, like other Altai languages, developed its language plural category in near period of language history quatity expressed-adverbs, adjectives and pronowns are available in certain amounts in Turkish history and its contemporary dialects. Although some of quantity expressing-words in historic and contemporary dialects have some common features, they are different features, while Turkish produces approxinate quantity exressed words, ıt appeals to the werbs meaning "to be exhausted, to end, to pass over, to pass, to amass, to collect" and to negative adjectives meaning such as "tragic, terrible, bad" and to the shapes of guantity added of interrogative and demonstrative pronoun. Turkish Numeric system indicates similasities with a number of cultural language of civiliged world with its general lines. Decimal Fraction and decimal system. The recationship between addition and Multiplication is determined by changing the orders of the numbers. In the numbers from 10 to 100, ıt is understood that the names of decimal fraction are formed as a result of multiplied decimal numbers with decimal fraction even if iı ısnt in every number. But ıt is seen that there are some differations between Turkish dialects as regards Decimal system. Of contemporary dialects, Karaçay-Malkar Turkish has been using vigesimal number system "torty" and "fourty" mixed based numeric system have been used in Halacion. The system Halacion is met in Dede Korkut's book. Of historic dialects, Kokturk is of another decimal numeric fraction which is'nt met in other dialcets.
2023
Halaç Türkçesini ve onun Türkçenin dilbilimi açısından kimi ilginç ve önemli yönlerini bilim dünyasına ilk tanıtan G. Dörfer, Halaç Türkçesinde h-, fakat bütün öbür Türk dillerinde ø-veren Ana Türkçe *h-'yi yeniden kurdu. Fakat bunu yapmış olmakla Altay Dilleri Kuramı'nı da bir açıdan bir hayli sıkıntıya sokmuş oldu. Halaçça sözcükbaşı h-'nin Altay Dilleri Kuramı çerçevesinde açıklanması gerekiyordu, aslında bir bölümüyle açıklanabiliyordu da, fakat öbür bölümüyle kuram için bir sorunsal olarak kaldı. Aslında bunun Altay Dilleri Kuramı için bir karadelik olduğunu söylemek yanlış olmaz. Arada geçen zamanda üzerinde durulmuyor ya da unutuluyor olması bu durumu değiştirmedi elbette.
2024
'Kıpçak' sözcüğü hem kendi başına ayrı bir Türk boyunun adı, hem de daha sonra bu boy önderliğinde kurulan bir boylar birliğinin adı olarak kullanılmıştır. Kıpçakların adına ilişkin en erken tarihli kökenbilimsel çözümleme, bilindiği gibi, Reşideddin Oğuzname'sinde yer alır. Oğuznâme anlatıcısına göre, Kıpçaklara kıpçak 'içi çürümüş ve oyulmuş ağaç' anlamındaki adını, savaş sırasında yaşanan ve Oğuznâme'ce, daha sonra tüm Kıpçakların kökeni olduğu öne sürülen bir olay nedeniyle Oğuz Kağan uygun görmüş ve vermiştir. "Ağaç kovuğunda doğum yoluyla köken" destansal kurgusu bir yana bırakılırsa, kıpçak 'içi çürümüş ve oyulmuş ağaç' anlamı aslında Kıpçak boy adıyla ilgili kökenbilimsel gerçeğin yarısına karşılık gelir. Gerçeğin öbür yarısı ise, Türkçe kıpçak 'içi çürümüş ve oyulmuş ağaç' sözcüğünün Türkçe içindeki çeşitli dilsel-kökenbilimsel bağlantılarında, ve İslam sonrası, yani, İslami Oğuznâmecilik geleneğini yansıtan Reşideddin Oğuznâmesinin, ondan daha eski olan İslam öncesi geleneği yansıtan sürümü Uygur harfli Oğuz Kağan Destanı'nın, yine "ağaç kovuğundaki kadın" örgesiyle, karşılık gelen bölümünde yer alır. Fakat Uygur harfli Oğuz Kağan Destanı, biraz dolaylı yoldan olsa da, Kıpçaklarla ilgili olarak bize, aynı zamanda 'Kıpçak' boy adına değgin kökenbilimsel gerçeğin her iki yarısını da içeren, daha gerçekçi bir öykü anlatır.
Prof. Dr. Zeki Kaymaz Armağanı, 2023
Bölümü'nün açıldığını ve buraya araştırma görevlisi alınacağını duydu ve açılan kadroya müracatta bulundu. Yapılan sınavı kazanarak 1984 yılında üniversiteye intisap etti. Her daim saygı ve sevgiyle andığı, Türkolojinin bayraktarlarından Osman Nedim TUNA ile yolları burada kesişti ve kendisinden dil alanında doktora yapmaya karar verdi.
Prof. Dr. Recep Toparlı Armağanı, 2022
Toparlı Armağanı pdf yayımıdır. Paylaşılabilir.
Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, 2018
Türk Kültürü 2023 / 1, 2023
Işık, Utku (2022). Eski Uygur Türkçesinde Nezaket İfadeleri. Paradigma Akademi. 395 sayfa.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.